adımı 'sinsi' koymuştun
evet, 'sinsi' koymuştun adımı... üyesi olduğum klanlarda yazdığım bloglarımda, bütün 'gönderme'lerim hep sanaydı. değerlendirme söyleşilerimizde, eleştiri ya da yorumlarımda da hep öyleydi.
bu sanal ortamlarda, yalnızca ben değil, daha birçok akıllı insan, hepimiz seni daha çok sever, seni daha çok sayardık. sana selam vermeler yüzünden, sayfalarımız hep senin adınla dolardı.
eskilerin 'ağyar' dediği 'rakip'lerimle, ben nasıl da kapışırdım değil mi? yeri gelirdi, kendi dizelerimle, onları göklere çıkarırdım: zeus'un yanına bırakır, bırakır kaçardım...
yeri gelirdi, kendi dizeleriyle oynayarak, onları, ta yerin altına gönderirdim: hermes'in yanına.
unutmadığım gibi senin bana 'sinsi' deyişini; benim de sana, 'ikigözümHulya' dediğimi hiç unutmadım. merak etme ikigözüm, merak etme. unutmamam gerekenleri, ben hiçbir zaman unutmadım. bilenler bilir. okur da bu blogdaki anıları, gider, bilmeyenlere bildirir...
evet, 'sinsi' koymuştun adımı... üyesi olduğum klanlarda yazdığım bloglarımda, bütün 'gönderme'lerim hep sanaydı. değerlendirme söyleşilerimizde, eleştiri ya da yorumlarımda da hep öyleydi.
bu sanal ortamlarda, yalnızca ben değil, daha birçok akıllı insan, hepimiz seni daha çok sever, seni daha çok sayardık. sana selam vermeler yüzünden, sayfalarımız hep senin adınla dolardı.
eskilerin 'ağyar' dediği 'rakip'lerimle, ben nasıl da kapışırdım değil mi? yeri gelirdi, kendi dizelerimle, onları göklere çıkarırdım: zeus'un yanına bırakır, bırakır kaçardım...
yeri gelirdi, kendi dizeleriyle oynayarak, onları, ta yerin altına gönderirdim: hermes'in yanına.
unutmadığım gibi senin bana 'sinsi' deyişini; benim de sana, 'ikigözümHulya' dediğimi hiç unutmadım. merak etme ikigözüm, merak etme. unutmamam gerekenleri, ben hiçbir zaman unutmadım. bilenler bilir. okur da bu blogdaki anıları, gider, bilmeyenlere bildirir...
derlememin birinci cildi tamamlanmıştı:
ŞiirŞeylerKitabı I
ŞiirŞeylerKitabı I
video, resim ve şiir derlemelerim çoğalınca, bunların bir bölümünü, ŞiirŞeylerKitabı I adıyla sanal bir kitaba dönüştürmüştüm... ŞiirŞey: sen, bu sözümü çok beğenirdin.
çocukların bazı duruşları... kimi nesnelerin, kimi duruşları... kendiliğinden, birer 'şiir'dirler. işte bunlar, benim için birer ŞiirŞey'dir demiştim sana.
sen ne demiştin, bir düşün bakalım... belki utanırsın bugün, dediğin şeyden. o günden bugüne, köprülerin altından, ne sular geçmiş, akıp akıp da, hangi nil'leri kudurtmuştur onca su, kim bilir?
söyleyeyim mi?
hadi söyleyeyim: 'seni, şiirşey seni,' demiştin...
çocukların bazı duruşları... kimi nesnelerin, kimi duruşları... kendiliğinden, birer 'şiir'dirler. işte bunlar, benim için birer ŞiirŞey'dir demiştim sana.
sen ne demiştin, bir düşün bakalım... belki utanırsın bugün, dediğin şeyden. o günden bugüne, köprülerin altından, ne sular geçmiş, akıp akıp da, hangi nil'leri kudurtmuştur onca su, kim bilir?
söyleyeyim mi?
hadi söyleyeyim: 'seni, şiirşey seni,' demiştin...
kaçmaya kararlıydım: uzaklara, bir yerlere
anımsayacağını umuyorum bugün de, aşk üstüne konuşmalarımızdan ilkini: 'ben, aşk sözkonusuysa, lafı dolandırır dururum. afrikalılaşırım: elde mızrak, döner dururum, kaynayıp duran 'aşk kazanı' çevresinde. buna, ister aşk oyunununda kazananın coşku dansı de, ister aşk oyununu er geç yitireciğini fark edenin ahmaklığı...' deyince, 'şaşırmadım hiç, sen sinsi'isin... hem de sinsilerin sinsisisin,' demiş, biraz ağırca basmıştın damarıma.
bu anlayışımı, olumsuzluğa çektiğini düşünmüş, birlikte bulunduğumuz paylaşım ortamından kaçmaya karar vermiştim. bloguma bir duyuru yerleştirmiştim, göresin diye: 'pek yakında ... uzaklarda bir yerde'.
bu anlayışımı, olumsuzluğa çektiğini düşünmüş, birlikte bulunduğumuz paylaşım ortamından kaçmaya karar vermiştim. bloguma bir duyuru yerleştirmiştim, göresin diye: 'pek yakında ... uzaklarda bir yerde'.
adının üzerinde kullandığın küçük resmin
buydu, değil mi?
buydu, değil mi?
'grafik, fotoğrafa oranla, daha çok şey anlatıyor bazen,' demiştim.
bu grafiği ya da grafikleştirilmiş resmi, sana çok yakıştırdığımı söyleyince, gerçeküstü resimler biriktirdiğinden söz etmiştin. ünlü gerçeküstücüler üzerine, sana birkaç sayfa yazı göndermiştim. 'o kadar da derin sevdalısı değilim, sanattaki bu bakışın, duruşun, görüşün filan,' demiştin.
bu grafiği ya da grafikleştirilmiş resmi, sana çok yakıştırdığımı söyleyince, gerçeküstü resimler biriktirdiğinden söz etmiştin. ünlü gerçeküstücüler üzerine, sana birkaç sayfa yazı göndermiştim. 'o kadar da derin sevdalısı değilim, sanattaki bu bakışın, duruşun, görüşün filan,' demiştin.
bil(m)iyorum: 'ikigözüm' hülya'ya sinsi'sinden
kendi çizdiğim bu grafiği, altına eklediğim 'hayku'msu [Japon söz söyleme sanatı] birkaç sözle sana göndermiştim. grafikteki çocuk, sendin. grafiğin altındaki sözler benimdi. senin içinden geçeni vurgulamıştım. senin ağzından yazmıştım bu sözleri:
bil(m)iyorum
kArarSIZIm!
... Uzak bir de!
... dersin diye ...
'düşündüğün gibi... evet,' demiştin.
biliyorsun, şair ilhan berk'in 'uzak, güzeldir' sözünü sıkça yineleyen biriydim. yine bu sözle kapayıvermiştim aramızdaki konuyu...
kendi çizdiğim bu grafiği, altına eklediğim 'hayku'msu [Japon söz söyleme sanatı] birkaç sözle sana göndermiştim. grafikteki çocuk, sendin. grafiğin altındaki sözler benimdi. senin içinden geçeni vurgulamıştım. senin ağzından yazmıştım bu sözleri:
bil(m)iyorum
kArarSIZIm!
... Uzak bir de!
... dersin diye ...
'düşündüğün gibi... evet,' demiştin.
biliyorsun, şair ilhan berk'in 'uzak, güzeldir' sözünü sıkça yineleyen biriydim. yine bu sözle kapayıvermiştim aramızdaki konuyu...
'yalnızca o adam ... camda durur'
o zamanlar, senin kendi uzağındaki duruşunu bilmiyordum ama; kendi uzağımda nasıl durduğumu yazmıştım bu şiirşeyimle sana...
şimdi görsen dünYa
nasıl birİstanbul'dur!
... koynunda boğaz'ın
hâlâ DünküAkşam
ve su da nasılTuruncudur!
bulutKanAtları maviliğin
... ayGümüş
... kalemKurşun
diyene dil ısırtan
... turuncu
belki o turuncudur
bazen korYanıkMavi
bazen közüKör
gecelerin denediği
hayır! çokAdam değil
yalnızca, o adam
... camdaDurur!
o zamanlar, senin kendi uzağındaki duruşunu bilmiyordum ama; kendi uzağımda nasıl durduğumu yazmıştım bu şiirşeyimle sana...
nasıl birİstanbul'dur!
... koynunda boğaz'ın
hâlâ DünküAkşam
ve su da nasılTuruncudur!
bulutKanAtları maviliğin
... ayGümüş
... kalemKurşun
diyene dil ısırtan
... turuncu
belki o turuncudur
bazen korYanıkMavi
bazen közüKör
gecelerin denediği
hayır! çokAdam değil
yalnızca, o adam
... camdaDurur!
bugün de, 'camda/camlardaDuruyor,' o adam. öyle çok kanıtı var ki onun bu duruşunun...
insan sonlu ... sanat sonsuz
'yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat
ikisinin de aynı kâğıttan çıktığını unuturdum unutmasına da
ben, tuttum birini sevdim.
hayatı nasıl sevdiysem, onu da öyle sevdim:
tarçın kokulu kız, carmen, ay carmela...
o nane likörüne bayılırdı ama
epey zaman geçmişti aradan... 'artPhil' adlı bloguma raslamışsın internette. şu yorumu yazmışsın: 'öyle, ölümünü çağrıştıran fotoğraflar koyma oraya buraya... tamam mı sinsi?'
...
ey sevgili adayı, ey eski sevgili aday adayı!
biliyor musun n'oldu daha yakınlarda?
bugün, yaş bende 58...
-n'oldu, de!-
özlediğimiz bağlılığın, arkadaşlığın, dostluğun 'küçük' düşünürü, büyük şair haydar ergülen, aşağıda ne diyorsa, o oldu...
kime mi?
bana!
bana ikigözüm
... bana!
bak, n'oldu!
...
ey sevgili adayı, ey eski sevgili aday adayı!
biliyor musun n'oldu daha yakınlarda?
bugün, yaş bende 58...
-n'oldu, de!-
özlediğimiz bağlılığın, arkadaşlığın, dostluğun 'küçük' düşünürü, büyük şair haydar ergülen, aşağıda ne diyorsa, o oldu...
kime mi?
bana!
bana ikigözüm
... bana!
bak, n'oldu!
'yanık şekerim sert, hayatsa daha berbat
ikisinin de aynı kâğıttan çıktığını unuturdum unutmasına da
ben, tuttum birini sevdim.
hayatı nasıl sevdiysem, onu da öyle sevdim:
tarçın kokulu kız, carmen, ay carmela...
o nane likörüne bayılırdı ama
1 YorumYorum:
çok şey var,çok hiç bir şey var bu yazıda...
çok yakın, hem de çok uzak,
çok sevmiş, hem de hiç sevmemiş gibi...
sanırım bu_nu yazabilmek için 58 olmak gerek...
yeni yaşınız yenilikler getirsin, tutsun elinizden, birini sevdirsin
Yorum Gönder