YAŞASIN ŞİİR! İçinde can taşıyan her şeyin "kendince bir dünyası" var. Küçücük bir ceviz ya da mini minnacık bir fındık da olsa: öyle... Günlük yaşantı anlarında pek merak etmediğimiz, ilgisiz kaldığımız, yalnızca biz insanlara değil, kendi türlerine de kapalı olan böylesi küçücük/minicik dünyaların/odacıkların kapısını, "zora başvurmadan", "kırıp dökmeden" açabilmek için, tek yol var: şairlerin yolu, yani "şiir anahtarı"nı kullanmak... İşte o anahtarla, o kapılar açıldığında, görüyoruz ki orada yaşanılanlar, bizim yaşadıklarımızdan hiç de farklı değil.
"Akıp giden zaman"ın içindekileri "kırmadan" kâğıda dökmeyi başaran "kalemine" ve bu ilginç fotoğrafı yakalayan ellerine ve gözlerine sağlık. Çok teşekkürler Güvez, Logİstanbul adına...
Anlamlı yorumuna teşekkür ederim. Galiba görmek istedikten sonra göz; "nere baksa... aşk" oluyor. Bu anlamlı günde de herkesin gönlündeki aşkı yaşamasını dileyelim,her ne kadar aşk üç harfli olsa da <3 diyelim.
KİMLİK: Başıboş bir editörüm. BlogSpot'taki Istanbul 2010 Diary, Cnd Bosphorus, Istanbul Daily Photos, Photo Philo Sophia, Meaning Of Meaningless, Buluşmalar Müzesi, ProjeKitap, Analog ve Pho2Log adlı blogların yapımcısı ve yazarıyım. Bu bloglarda, günlük kent yaşantımı ve fotoğraflarımı paylaşıyorum. İstanbul'un bir köşesinde, değer bilmez insanlardan uzak, YapaYalnız bir yaşam sürdürüyorum. Sevdiğim ve beni sevdiklerine inandığım insan sayısı 10'u geçmez... Doluyum ama, kabına, kalıbına sığan biriyim.... Bloglarım arasında İngilizce olanlar da var. Nedense Türkçe olanları bile, yalnızca yabancılar izliyorlar. Bloglarımda eleştirilere açığım. Eleştiri ve önerilerinizi yazmaktan çekinmeyin lütfen. Yorum ve görüşlerinizi severek okuyacağımdan emin olun. Fotoğraflarımı daha ayrıntılı görmek isterseniz üzerlerine tıklayın.... Teşekkürler.
LOGİSTANBUL... [EN]: Based in Istanbul, Turkey, as a freelance photographer and an editor, I attempt to show the secret face of everyday Turkey through my images by wandering the streets with camera in hand. I also enjoy studying and commenting the natural life actions to my heart's content...
LOGİSTANBUL... [TR]: Türkiye'nin İstanbul yöresinde yaşayan, bağımsız bir fotoğrafçı ve editörüm. Elimde kameram sokak sokak dolaşır, Türkiye'nin günü birlik gizli yüzünü bulup göstermeye çalışırım. Doğal yaşam eylemlerini gönlümce araştırıp yorumlamayı çok severim.
Güvez: 'Bir İstanbul âşığı' şair-yazar Güvez, Logistanbul'da... O da Logistanbul okurlarına, kendi İstanbul'larını anlatacak. İlk kez burada yayımlayacağı yazı ve şiirlerinde, biz okurlarına bazen tutkulu, bazen adayıcı, bazen de birleştirici aşklara doğru 'uzak yol yelkenleri' açtıracak... Bu yolda sevgi fırtınasına tutulanlar, gelip Logistanbul limanına sığınacak. 'Aşkın-sevgi'nin, bu limandan başka hiçbir limanda görülmemiş tuhaf meltemiyle, yol yorgunu ruhlar ve gönüller dinleniverecek burada bir süre...
Ve ruhların gönülleri, gönüllerin ruhlarıyla buluşup barıştıklarında, tamamlamış olacak bu dünyadaki görevini Logistanbul...
Playist, "plastik sanatlar, yazın ve sinema için oluşturulmuş bağımsız bir sanat ortamı."
Resim, heykel, yazın, fotoğraf, tasarım, film, müzik başlıkları altında sıralanmış güncel sanat etkinliklerine ilişkin görüntü, bilgi, duyuru ve haberlerin yer aldığı, birçok sanatçının ve sanatın buluştuğu, karşılaştığı, rastlaştığı ortam Playist.
Sanatçı ve sanatsever dediğin buluşmalı, karşılaşmalı ve rastlaşmalı: hatta arada bir "paslaşmalı".
Siz de bir sanatsever olduğunuza göre gidip Playist'te, tanık olunan "zamanın izcilerinin izleri"ni sürmeli, izlemelisiniz... Niye mi? Çünkü:
ars longa, vita brevis: sanatın yaşamı uzun, sanatçınınki kısa...
2 Yorum:
YAŞASIN ŞİİR!
İçinde can taşıyan her şeyin "kendince bir dünyası" var. Küçücük bir ceviz ya da mini minnacık bir fındık da olsa: öyle...
Günlük yaşantı anlarında pek merak etmediğimiz, ilgisiz kaldığımız, yalnızca biz insanlara değil, kendi türlerine de kapalı olan böylesi küçücük/minicik dünyaların/odacıkların kapısını, "zora başvurmadan", "kırıp dökmeden" açabilmek için, tek yol var: şairlerin yolu, yani "şiir anahtarı"nı kullanmak...
İşte o anahtarla, o kapılar açıldığında, görüyoruz ki orada yaşanılanlar, bizim yaşadıklarımızdan hiç de farklı değil.
"Akıp giden zaman"ın içindekileri "kırmadan" kâğıda dökmeyi başaran "kalemine" ve bu ilginç fotoğrafı yakalayan ellerine ve gözlerine sağlık. Çok teşekkürler Güvez, Logİstanbul adına...
Anlamlı yorumuna teşekkür ederim.
Galiba görmek istedikten sonra göz; "nere baksa... aşk" oluyor.
Bu anlamlı günde de herkesin gönlündeki aşkı yaşamasını dileyelim,her ne kadar aşk üç harfli olsa da <3 diyelim.
Yorum Gönder