1 kahvaltı 1000 yüz: bir çamlıca sabahı
... öncelikle 'hanımcıl bakkal'dan ekmek alınacaknerdesiniz?
evet, yedi tepeli istanbul'un, anadolu yakasındaki, boğaz'a bakan en önemli yükseltilerden birindesiniz bu sabah: çamlıca tepesi'ndesiniz... boğaz seyrinizi bitirdiniz. tepenin boğaz'a bakan yamacında kurulu bir mahalledeki 'yâren evi'ne doğru yürüyorsunuz.
'yâren evi' sahibi, kahvaltı hazırlığındadır şimdi.
çoktan düşünmeye başlamıştır bile, inceden inceye...
şunlar olsun, şu olmasın. bunlar şurada durmalı masada, şunlar kaldırılmalı masadan...
evet, yedi tepeli istanbul'un, anadolu yakasındaki, boğaz'a bakan en önemli yükseltilerden birindesiniz bu sabah: çamlıca tepesi'ndesiniz... boğaz seyrinizi bitirdiniz. tepenin boğaz'a bakan yamacında kurulu bir mahalledeki 'yâren evi'ne doğru yürüyorsunuz.
'yâren evi' sahibi, kahvaltı hazırlığındadır şimdi.
çoktan düşünmeye başlamıştır bile, inceden inceye...
şunlar olsun, şu olmasın. bunlar şurada durmalı masada, şunlar kaldırılmalı masadan...
giderken sağa sola özenle, öne arkaya dikkatle bakılacak...
ola ki, mutfak penceresi kapı önüne bakan yan evdeki hanım, dedikodu günlüğüne, bu pazartesinin anlam ve önemini not etmeye başlayıvermiştir. n'apılacak?
dış kapı açılırken gürültü yapılmayacak: tıkırt! yüz yüze gelinecek olursa, görmezlikten gelinecek. yine de, son haftalarda yapıp ettiği kötü komşuluk nedeniyle, bahçe kapının ipi, son birkaç günkülerden daha bir sertçe çekilecek: paaat!
açık merdivenlerden inilirken, basamaklar süpürülmüş ve yıkanmışsa, alt kattaki yaşlı ve hasta annesinin zoruyla hiç evlendirilmemiş olan iyi kadına, gülümsemeli bir 'günaydın,'ın ardından 'teşekkür ederim, ellerinize, emeğinize sağlık,' denecek... küçük demir kapının sol kanadı, hafif bir el dokunuşuyla aralanacak: tııırt... klink!
karşı binanın sokak düzeyine kurulu atölyenin yönetim kapısının önüne doğru, şöyle alttan alttan bakılarak, göz süzülecek. kulağında cep telefonu, hiçbir zaman bağırtısız konuşmayan, sert işadamını oynayan biriyle karşılaşılırsa, görmezden duymazdan gelinecek.
atölyenin çalışanlar kapısının önünde, orda burda, başları önde oturan kara yakalı emekçilere, yüzlerine ve gözlerinin içine bakılarak, hafif bir gülümseyle sessiz bir selam verilecek.
hanım bakkaldan bir ekmek ve bir sigara alınacak. bakkalın hemen yanındaki marketten alışveriş eden müşterilerini bügün biraz daha çok azarlayacak olan hanım bakkala, olabildiğince kibar davranılacak...
üstelik teşekkür edilecek, iyi günler dilenecek.
bakkal dönüşünde, atölyenin yönetim kapısının önünden geçerken, sessiz sitemsiz, yalnızca gülümsenerek selam verilecek kimseler aranacak...
[içten içe, dünya hali işte, n'aparsın denecek; kimi otomobil kapısı çarpma gürültüleri, tuhaf görüntüler ve sesler görmezlikten, duymazlıktan gelinecektir... ilerde bir gün, bu konuya bu blogda bir kez daha dönülebilir.]
ola ki, gözleri buğulu bakan tuğçe çocuk, koşarak yanınıza gelecek, biraz utangaçça 'iyi günler,' dileyecektir. ortanca kardeşi ince boyunlu beyza, 'sen napıyon abi?' diye sorulu bir konuşma başlatacak; küçük kardeşi, koca gözlü derya'ysa: 'ben sevmiyom beyza'yı, sen bakkaldan ne aldın?' diyerek, ardından da yavru kediler gibi, alışveriş poşetinize sürtüne sürtüne çevrenizde dolanacak.
ola ki, bahçe kapısına yaklaşıldığında, karşı binanın orta kat dairelerinden birinin, sokağa bakan mutfak penceresinden dışarıya bir genç kadın başı sarkacak. hemen, sokakta oynayan çocuklardan birine seslenecek ki, pencereden baktığı fark edilsin.
ola ki, bahçe kapının önüne gelindiği sırada, sizi biraz uzaktan görür görmez, bisikletinin pedallarını uçurarak gelip kapıya dayanan bir güzel çocuk, bir küçücük delikanlı elini alnına götürüp asker selamıyla selamlayacak sizi. onun bisikleti ardından koşuveren, o şiirin mi şiirin, küçücük kızkardeşi... o ne soracak: 'ağustoslar oldu mu, incir ayı geldi mi?'
birine 'selam, n'aber?' denilirken, öbürüne: 'incirler olmadı, ağustos gelmedi!' denecek.
eve girildiğinde, kahvaltı için omlet yapmaya başlanılacak; zeytin, peynir, domataes ve salatalıktan oluşan bir tabak hazırlanarak, omletin yarısı bu tabağın kenarına yerleştirilecek.
neden mi yarısı: belki bir başka 'yâren' daha, kahvaltı sonrası, ansızın damlayabilir. kahvaltıda yarım kâsecik reçel de bulundurulacak.
kahvaltı sırasında müzik çalınacak.... hangi müzik?
eski bir sevgili adayından yadigâr kalan: relaxation music / rahatlatıcı müzik.
adı mı ne: dost / friendship!
dün sabahki kahvaltıda hangi müzik mi vardı: dost-luk/friendship
demliğe konulacak çay, lipton'dan doğu karadeniz'in poşet çayı olacak.
demliğe konulacak çay, lipton'dan doğu karadeniz'in poşet çayı olacak.
çay: lipton, doğu karadeniz, demlik poşet çay
verin isini pasını bir iyice temizleyeyim diyerek çaydanlıkla demliği alan, hem çaydanlığın, hem demliğin başına onulmaz işler açan yeni kapı komşumuzdan söz etmek de vardı burada; yazık ki bu dişi belanın kendini burada savunma olanağı yok. bu yüzden, burada ona ikişkin bir değerlendirme ya da eleştiri yapmak doğru olmaz...
[birkaç gün sonra ya da pek yakında, ya da 'Fahriye Abla, Logistanbul'da... Az sonra!' başlığı altında, en azından uygun bir irdeleme yapılabilir ancak. belki, durumdan vazife çıkarılarak, bu konu genelleştirilebilir de. şimdilik burda durmalı, yazılanı yeterli bulmalı].
bugünkü çay suyu, büyük bir cezvede kaynatılacak, geçen birkaç haftada olduğu gibi. bir başka sorun daha var...
[birkaç gün sonra ya da pek yakında, ya da 'Fahriye Abla, Logistanbul'da... Az sonra!' başlığı altında, en azından uygun bir irdeleme yapılabilir ancak. belki, durumdan vazife çıkarılarak, bu konu genelleştirilebilir de. şimdilik burda durmalı, yazılanı yeterli bulmalı].
bugünkü çay suyu, büyük bir cezvede kaynatılacak, geçen birkaç haftada olduğu gibi. bir başka sorun daha var...
hangi çay kabı seçilecek: kupa bardak mı, siyah fincan mı?
çay kabı seçim sorunu... kupa bardakla mi içilecek çay, yoksa siyah fincanla mı?
kupa bardak seçilirse, onu yıllar önce, çift olarak hediye getiren, gelirsem çaylarımızı bunlarda içeriz karşılıklı oturur da deyip, bu 'yâren evi'ne hiçbir zaman uğramamış olan, baba aynı anne ayrı erkek kardeş, kötülükleri ve iyilikleriyle anımsanacak, kahvaltı süresi içinde zaman zaman.
gözler, zaman zaman kupa bardak üzerindeki resme, yazıya kayacak...
'the jungle book / orman kitabı'
altındaki marka yazısı merak edilecek
'staffordshire - kiln craft - england - tableware'
siyah fincan seçilecek olursa, bunun sekizli takımını yakın zamanda 'yâren evi'ne hediye olarak getirmiş olan, baba aynı anne aynı bir kızkardeş anımsanacak, bütün kötülük ve iyilikleriyle....
evet, bugünkü seçim 'siyah fincan' olsun. markamız ne olacak bu durumda?
'paşabahçe...' [çocukluk yıllarını anımsatınca bu marka, gözler dolmayacak; fincanın içine, tek damla gözyaşı düşmeyecek].
...
şimdi, omletimizi hazırlamaya başlayabiliriz. aşağıdaki ilk 4 fotoğrafta, omlet malzeme tarifimiz de, bu tarifin nasıl uygulanacağı da apaçık bellidir.
kupa bardak seçilirse, onu yıllar önce, çift olarak hediye getiren, gelirsem çaylarımızı bunlarda içeriz karşılıklı oturur da deyip, bu 'yâren evi'ne hiçbir zaman uğramamış olan, baba aynı anne ayrı erkek kardeş, kötülükleri ve iyilikleriyle anımsanacak, kahvaltı süresi içinde zaman zaman.
gözler, zaman zaman kupa bardak üzerindeki resme, yazıya kayacak...
'the jungle book / orman kitabı'
altındaki marka yazısı merak edilecek
'staffordshire - kiln craft - england - tableware'
siyah fincan seçilecek olursa, bunun sekizli takımını yakın zamanda 'yâren evi'ne hediye olarak getirmiş olan, baba aynı anne aynı bir kızkardeş anımsanacak, bütün kötülük ve iyilikleriyle....
evet, bugünkü seçim 'siyah fincan' olsun. markamız ne olacak bu durumda?
'paşabahçe...' [çocukluk yıllarını anımsatınca bu marka, gözler dolmayacak; fincanın içine, tek damla gözyaşı düşmeyecek].
...
şimdi, omletimizi hazırlamaya başlayabiliriz. aşağıdaki ilk 4 fotoğrafta, omlet malzeme tarifimiz de, bu tarifin nasıl uygulanacağı da apaçık bellidir.
kahvaltıda bulundurulacak reçelimize gelelim şimdi. bahçedeki küçük vişne ağacından geçen hafta toplanmış olan vişnelerden yapılmış bir evyapımı reçel olacak reçelimiz.
bunlar: reçellik vişne toplandıktan sonra, vişne ağacıyla,
kuşlar ve çocuklar için ağaçta bırakılmış olan vişnelerin
genel görünümüdür
kuşlar ve çocuklar için ağaçta bırakılmış olan vişnelerin
genel görünümüdür
kahvaltı tabağımızı ve eklerini yerleştireceğimiz masanın düzenlenişine gelelim şimdi.
kahvaltı tabağımız, çayımız, reçelimiz...
var mı bir eksiğimiz: hayır mı?
haydin, hepimize...
afiyet olsun!
Yorumla|Paylaş
var mı bir eksiğimiz: hayır mı?
haydin, hepimize...
afiyet olsun!